Mayıs 2002’den bu yana önemli gelişmeler:12 Mart 2003’te TBMM Mayın Yasaklama Anlaşması’na
katılım için gerekli yasal düzenlemeyi kabul etti ve yasa
daha sonra cumhurbaşkanı tarafından imzalandı. 3 Mayıs
2003’te Türkiye ve Yunanistan Dışişleri
Bakanları ortak bir açıklama yaparak anlaşmayı
eşzamanlı olarak uygulamaya sokacaklarını duyurdular. Yine
Mayıs 2003’te silahlı kuvvetlerinin, mayın stokunun
imhası için planlama yapmaya başladığı
bildirildi. Türkiye Bulgaristan sınırının Türkiye
yakasında mayın temizliğinin 2002 ortasında
tamamlandığını bildirdi. Diğer yerlerde temizlik devam
ediyor. Hükümet, 2002’de 21 yeni mayın kurbanı
olduğunu açıkladı, bu rakam 2001’de 58’di. 26
Nisan 2003’te Mayınsız Türkiye ilk ulusal
konferansını İstanbul’da gerçekleştirdi.
Mayın Yasaklama Politikası
Türkiye Cumhuriyeti Mayın Yasaklama
Anlaşması’nın imzacısı değildir. 12 Mart
2003’te TBMM anlaşmaya katılım için gerekli yasal
düzenlemeyi onayladı. Yasa Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer
tarafından imzalanarak 15 Mart’ta Resmi Gazete’de
yayınlandı.(1)
6 Nisan 2001 tarihli anlaşmaları uyarınca, Türkiye ve
Yunanistan, anlaşmanın imzalanması ve onaylanması
süreçlerini BM nezdinde eşzamananlı olarak
yürütecekler.(2) 3 Mayıs 2003’te iki
ülkenin Dışişleri Bakanları biraraya gelerek
Türkiye ve Yunanistan’ın anlaşmayı eşzamanlı
olarak imzalayarak onaylayacaklarını ilan ettiler.(3) Bunun
için bir takvim açıklanmadı.
İmzacı devletlerin Eylül 2002’deki
dördüncü toplantısına Türkiye gözlemci olarak
katıldı. Türkiye’nin Cenevre’deki daimi BM Temsilcisi
Murat Sungar, Türkiyenin güvenlik durumunun 1997’de
anlaşmayı imzalamasına engel oluşturduğunu ancak
diğer önlemlerin alındığını ve en kısa
zamanda imza sürecinin tamamlanacağını ifade
etti.(4)
Kasım 2002’de Türkiye, BM Genel Konseyinin 57/74
sayılı Mayın Yasaklama Anlaşması’nın
evrenselleştirilmesi ve uygulanması çağrısı
yapan kararına evet oyu verdi. Genel Konseyin Birinci Komite
toplantısında Türkiye, anlaşmanın insani hedeflerine
bağlılığını tekrarladı.(5)
Türkiye Şubat ve Mayıs 2003’te Daimi Komite
toplantılarına katılarak; Türkiye’deki mayın
sorunu, mayın temizlik operasyonu, kurbanlar ve hizmetler konusunda
detaylı bilgi verdi.
Türkiye Konvansiyonel Silahlar Konvansiyonu’nun (CCW)
imzacıları arasındadır. Nisan 2003’te CCW ve II.
Protokolün onaylanmasının “son aşamaya
ulaştığını”bildirdi.(6) Türkiye
protokolde imzası olan devletlerin 11 Aralık 2002’deki
Dördüncü Yıllık Konferansına
katıldı.(7)
STK Faaliyetleri
Ulusal mayın yasaklama kampanyası Mayınsız
Türkiye, Landmine Monitor Report 2002’de yeralan
Türkiye raporunu tercüme ederek yurt içinde
dağıttı. Kampanya ayrıca Irak’ta savaş
olasılığını protesto ederek birkaç insiyatifin
içinde yeraldı ve mayınların siviller üzerindeki
etkisini vurguladı. 26 Nisan 2003’te kampanya mayınlar
üzerine ilk ulusal komferansını İstanbul’da,
İsveç Mayın Yasaklama Kampanyası ve Medico
International’in finansal desteğiyle gerçekleştirdi.
Aralarında İmzacı Devletlerin Dördüncü
Konferansına başkanlık eden büyükelçi Jean Lint
ve ICBL’nin bir temsilcisinin de olduğu 60 kişi
katıldı.
Ambassador Lint konuşmasında: “Türkiye’nin
anlaşmayı imzalaması bölgesel olarak önemli bir rol
oynayacaktır çünkü doğu ve güney
sınırndaki birçok ülke halen Konvansiyonun
dışındadır”(8) dedi. Konferans,
Türkiye ve Yunanisan’ın en kısa zamanda ve mutlaka
Eylül 2003’teki Beşinci İmzacı Devletler
Konferansından önce anlaşmanın uygulamaya sokulması
için bir çağrı yaptı. Olay basında geniş
yer buldu.
2002 yılında oluşturulan İnsan Hakları Derneği
Mayın Komitesi (İHD) ilk raporu olan “İHD Türkiye
Mayın Raporu”nu 8 Kasım 2002’de Ankara’da bir
basın toplantısıyla açıkladı.(9)
Üretim, Transfer, Stoklama ve Kullanım
Mayın üretimi 1996 tarihli ulusal mayın satış ve
transferi morotoryumu çerçevesinde durduruldu. Mart 2002’de
ihracat moratoryumu sürekli hale getirildi. Türkiye mayın stoku
hakkında bilgi vermiş değil, bunun önemli bir miktar
olduğu sanılıyor. Mayıs 2003’te Türkiye,
silahlı kuvvetlerinin mayın stoklarını imha için
planlamaya başladığını ve Mayın Yasaklama
Anlaşması’nın onaylanması ile imha sürecinin
başlayacağını açıkladı. Mayın stoku
imhasının anlaşmanın öngördüğü
dört yıl içinde tamamlanacağına
inandığını belirtti.(10)
Türkiye, 26 Ocak 1998’de Genel Kurmay
Başkanı’nın bu yönde talimat vermesinden buyana
topraklarına mayın döşemediğini
bildirdi.(11)
Mayın Sorunu
Mayıs ve Haziran 2002’de Türk yetkililer 1956 ve 1969
arasında “yasadışı sınır
geçimini” engellemek için 900 000 ile 935 000 arasında
mayın döşendiğini açıkladılar. Bu
mayınların “hepsi işaretlendi, izleniyor, telörgü
veya diğer yöntemlerle sivillerin güvenliği etkin
biçimde sağlanıyor” denildi.(12) Mayıs
2003’teki Daimi Komite toplantısında daha fazla
ayrıntı sağlandı: 900 094 mayın döşenmiş
durumda ve bunların çoğu (615419) Suriye
sınırında. Ayrıca 1989 ve 1992 arasında doğu ve
güneydoğu Türkiye’de güvenlik tesislerinin
etrafına 39569 mayın döşenmiştir.(13)
LM daha önce mayın kirliliğinin Türkiye’nin
Azerbeycan, Bulgaristan, Gürcistan, İran, Irak ve Suriye
sınırları ile güneydoğu bölgelerinde
yoğunlaşmış olduğunu bildirmişti.(14)
Mart 2001’de Yunanistan Savunma Bakanı Türkiye’nin
Yunanistan sınırında Türkiye tarafındaki mayınlara
referansta bulunmuştu.(15)
İnsan Hakları Derneği Mayın Komitesi’nin Kasım
2002 raporu, güneydoğu bölgesinde belli sayıda
boşaltılmış köye mayın döşenmiş
olduğuna ve bu durumun göç edenlerin köye geri
dönüşünü engellediğine ilişkin kanıtlar
olduğunu açıkladı. Rapor, en fazla
mayınlanmış bölgeleri Mardin, Şırnak, Hakkari,
Siirt, Diyarbakır, Bitlis, Batman, Van ve Bingöl olarak tespit
ediyor.(16) İHD Türkiye’deki
çatışmanın tüm taraflarına, mayın
döşenmiş alanların halka açıklanması ve
hükümetin mayın tarlalarını açıkça
işaretlemesi çağrısı yaptı. İHD ayrıca
Türkiye’nin Mayın Yasaklama Anlaşmasını derhal
onaylaması çağrısında bulundu.
Mayın Temizliği
Türkiye Daimi Komite’nin Mayıs 2003 toplantısında
“kapsamlı mayın temizliğinin” 1998’de
başladığını açıkladı. Mayın
temizliği koordinasyon merkezleri ve temizlik ekipleri
oluşturulduğunu ve bir çalışma grubunun tespit ve
temizlik yöntemleri üzerinde
çalıştığını bildirdi. Temizlik faaliyetine
ilişkin bir program oluşturuldu. 2002’nin sonuna kadar toplam
13945 mayın temizlendi.(17)
Ortak sınırların temizlenmesi için Bulgaristan,
Yunanistan, Gürcistan ve Azerbeycan’a çift taraflı
anlaşmalar önerildi.(18) İmzacı Devletlerin
Dördüncü Konferansında Türkiye temsilcisi, Bulgar
sınırının Türk tarafının temizliğinin
2002 ortasında tamamlandığını
açıkladı.(19) Benzer bir anlaşma Ocak
2003’te Gürcistan ile imzalandı ve TBMM tarafından
Mayıs’ta onaylanması beklenmekteydi.
Landmine Monitor’a Ocak 2003 tarihli mektubunda,
Türkiye’nin Cenevre’deki BM Daimi Temsilcisi şöyle
demektedir: “Azerbeycan, Gürcistan, İran, Irak ve Suriye ile
ortak sınırların belirli bölgelerinde,
yasadışı geçişleri engellemek için mayın
bulunmaktadır. Ancak bu mayınların temizliği... bazı
bölgelerde planlama aşamasındadır diğer bazı
bölgelerde ise fiili temizlik çalışması
sürmektedir...Türkiye’nin güneydoğu bölgesinde
terörizmle mücadele çerçevesinde ve sadece güvenlik
nedenleriyle, güvenlik tesislerinin etrafında mayın
kullanılmaktadır. Ancak 1998’den buyana söz konusu
mayınlar bir plan dahilinde temizlenmektedir.... Ek olarak güvenlik
tesislerinin etrafındaki mayınların temizlenmesinin,
yaklaşık 40000 mayının toplanmasıyla 2008
yılına kadar tamamlanması beklenmektedir.”(20)
Öncelik 877 kilometre uzunluğundaki Suriye sınırına
verilmektedir, bu sınırda 350-400 metre eninde bir şerit
mayın döşeli haldedir.(21)
Ermenistan sınırının
mayınsızlaştırılması kapsamında 2002
yılında 37234 metre karelik bir alanda 12774 mayın temizlendi.
Çalışmalar 2003’de de devam ediyor. (22)
Mayın Eylemi Yardımı
Mayıs 2003 Daimi Komite toplantılarında Türkiye;
Arnavutluk, Bosna Hersek ve Kosova’nın da dahil olduğu
çeşitli bölgelerde mayın temizleme projelerine
katıldığını ve NATO Barış için
İşbirliği (PfP) çerçevesinde yabancı askeri
personele mayın temizliği kursları
açıldığını bildirdi. 2002’de
Ukrayna’daki mayın stokunun imhası için PfP Vakıf
Fonu’na 25000 Euro katkı yapıldı.(23)
Mayın Kurbanları
2002’de 21 yeni mayın kurbanı vakası bildirildi, bu
rakam 2001’de 58’di. Türkiye’nin Cenevre’deki Daimi
Temsilcisi 2001 ve 2002 yıllarındaki mayın patlaması
kurbanlarına ilişkin bilgi verdi, bu mayınların
Kürdistan İşçi Partisi (PKK) tarafından
döşendiği öne sürülüyor.(24)
2002’deki 21 kurbandan beşi öldü ve 16’sı
yaralandı. 10 asker (biri öldü, dokuzu yaralandı) ve 11
sivil (biri çocuk dördü öldü, biri çocuk
yedisi yaralandı).
2001’deki 58 kurbandan 11’i öldü 47 ‘si
yaralandı. Bunların 42’si asker (beş ölü 37
yaralı) ve 16 sivil (altı ölü ve on yaralı).
Türkiye, sınır bölgelerindeki mayınları
uluslarararası standartlara göre işaretlenmiş ve
çitlenmiş olduğundan kazaların asgari düzeyde
olduğunu ifade ediyor. Ancak “KADEK (PKK) terörist grubu
tarafından döşenen mayın ve bubi tuzakları
Güvenlik Güçlerine kayıp verdirmeyi ve sivil halkı
korkutmayı hedeflemektedir” diye iddia etmektedir.(25)
Hükümete göre 1993 ve 2003 arasında, 299 ordu mensubu ve 289
sivil mayın yüzünden öldü, 1524 ordu mensubu ve 739
sivil de aynı nedenle yaralandı.(26) 2002’de
Türk askeri mayın temizleyicilerinden mayın kazası sonucu
yaralanan veya ölen olmadı.(27)
2003’te Mayın ve patlayıcı maddeler (UXO) özellikle
çocukların etkilenmeye devam ettiği bildirildi.(28)
Askeri kayıp bildirilmedi. Hem askeri hem de sivil kurbanlar Genelkurmay
Başkanlığı Veri Toplama Merkezi tarafından
kaydediliyor.(29)
İnsan Hakları Derneği Türkiye’deki mayın
sorununa ve mayın kazalarına ilişkin veri toplamaya devam ediyor.
İHD 2002’de 8 asker ve sivil 15 kişinin mayınlar
yüzünden öldüğünü, 25 kişinin de
yaralandığını açıkladı. Ayrıca
patlayıcı maddeler (UXO) yüzünden yaralanlar da
oldu.(30)
İHD’nin Kasım 2002 raporuna göre, Türkiye’de
1990 ve 2002 arasında 512 mayın patlaması sonucunda, toplam 838
kişi öldü ve 937 kişi yaralandı. Aynı dönemde
UXO nedeniyle gerçekleşen 146 olayda 137 kişi öldü ve
213 kişi yaralandı. 1983 ve 1990 arası döneme ilişkin
veri bulunamadı. Mayın ve UXO nedeniyle yaşanan 975 olayda
244’ü çocuk ve 394 yetişkin sivil ölürken 344
asker ve 3 PKK üyesi öldü.(31)
Sağ kalanlara dönük yardım
Türkiye’nin Cenevre’deki BM Daimi Temsilcisi LM’e
verdiği bilgiye göre: “Mayın kurbanları arasında
ayrım yapılmıyor. Sivil ya da asker mayın kurbanları
Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon ve Bakım Merkezinde bedava
tedavi görüyor. Türkiye’deki birçok hastane tam
teşekküllü protez ve rehabilitasyon merkezlerine
sahip.”(32) Silahlı Kuvvetler’in rehabilitasyon
merkezleri, Bursa’da (300 hasta kapasiteli) ve Ankara’da (200 hasta
kapasiteli) mevcut. 2002’de bu ili merkez, 111 mayın kazası
kurbanına yardım, bakım ve terapi
sağladı.(33) Bursa’daki merkez 2000 yılında
hizmete girdi. O zamandan beri, 1101 kişi (1005 asker ve 96 sivil), on
farklı protez sağlayan bu merkezde tedavi edildi.(34)
Mayıs 2003’deki Daimi Komite toplantılarında Türkiye,
Ankara rehabilitasyon merkezini gösteren bir film gösterisi
sundu.(35)
Mayın kazasında hayatta kalan yaralılar ayrıca Dicle
Üniversitesi’nde 2001’de ABD merkezli Barış
için Doktorlar Kurumu’nun desteğiyle açılan protez
ve rehabilitasyon merkezinde, yardım alabiliyorlar.(36)
Kasım 2002’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki
bir davada Türkiye 16 yaşındaki bir çocuğun
davasında Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonunun 2. Maddesini ihlal
ettiğini kabul ederek, anlaşma yoluna gitti. Güvenlik
güçlerinin gözetiminde olan çocuk, Kasım
1996’da jandarmalara bir PKK militanının cesedinin
bulunmasında yardım ederken mayına basarak öldü.
Türkiye maddi ve manevi zarar karşılığında aileye
40000 Euro (38000 ABD dolar) tazminat ödedi. Hükümet
aşağıdaki açıklamayı yaptı: “Orhan
Yakar’ın durumunda olduğu üzere, yetkililerin bireylerin
yaşamını korumak için önlem almaktaki
başarısızlığı sonucunda gerçekleşen
bireysel ölüm vakalarından ötürü, mevcut Türk
yasalarının ve hükümetin bu tür olayları
önleme hükmüyle uyum içinde. Başvuru sahibinin
oğlunun hayatının korunmasında yetkililerin
başarısız olduğu ve Konvansiyonun 2. Maddesinin ihlal
edilmiş olduğu kabul edilmiştir.”(37)
Dipnotlar:
1 “Anti-Personel Mayınların Kullanımı,
Stoklanması, Üretimi ve Transferini Yasaklayan Konvansiyonun
Kabulü” 4824 No’lu Yasa, Resmi Gazete, 15 Mart 2003
2.Cenevre BM Daimi Temsilciliği, Yardımcı Daimi Temsilci Murat
Esenli’den gelen faks, 23 Nisan 2003. TBMM Dışişleri
Komitesi 9 Mayıs 2002’de anlaşmaya katılımı
onayladı ancak Kasım 2002’deki erken seçimler yasal
prosedürün tamamlanmasını geciktirdi. 20 Şubat
2003’de tasarı Dışişleri Komisyonuna geri
döndü ve tekrar onaylandı ve Meclise aktarıldı. Bkz.
Landmine Monitor Report 2001, s909, LMR 2002 s 775.
3. Türkiye Daimi Temsilcisinin Ottawa Konvansiyonunda Türk ve Yunan
Temsilciler adına açıklaması, Konvansiyonun Genel Durumu
ve Uygulanması Daimi Komitesi, 12 Mayıs 2003, Karolos Grohman,
“Yunanistan ve Türkiye- Barış içinde
Yaşayalım”, Reuters, 23 Mayıs 2003.
4. BM Cenevre Daimi Temsilcisi, Murat Songar’ın
konuşması, İmzacı Devletler Dördüncü
Konferansı, Cenevre, 16-20 Eylül 2002 (LM notları).
5. Alper Coşkun’un açıklaması, TC Temsilcisi,
Birinci Komite, BM Genel Konseyi, New York, 10 Ekim 2002.
6. Murat Esenli’nin faksı, BM Cenevre Daimi Temsilcisi, 23
2003.
7. Türkiye ayrıca Üçüncü Yıllık
Konferans ve Aralık 2001’de İkinci CCW Gözden
geçirme Konferansı’na da katıldı, Bu LMR
2002’de hatalı olarak aktarıldı.
8. Büyükelçi Jean Lint, İmzacı Devletlerin
Dördüncü Toplantısı Başkanı, istanbul, 26
Nisan 2003.
9. İnsan Hakları Derneği, “İHD Kara
Mayınları Türkiye Raporu” 8 Kasın 2002,
www.ihd.org.tr
10. Türkiyenin sunumu, Mayın Temizliği, Mayın Risk
Eğitimi ve Mayın Faaliyeti Teknolojileri Daimi Komitesi, Cenevre, 14
Mayıs 2003.
11. Murat Esenli’nin faksı, 23 Nisan 2003. Türkiye’nin
sunumu, Mayın Temizliği Daimi Komitesi, 14 Mayıs 2003.
Önceki açıklamalar ve Kürdistan İşçi
Partisi’nin geçmişteki mayın kullanımı
için bkz LMR 2000 s 848-850, LMR 2002 s 756-757.
12. Türkiyenin sunumu, Konvansiyonun Genel Statüsü ve
Uygulanması Daimi Komitesi, Cenevre, 30 Mayıs 2002, Murat
Esenli’den e-mail, BM Cenevre Daimi Temsilciliği, 26 Haziran
2002.
13. Türkiye’nin sunumu, Mayın Temizliği Daimi Komitesi,
14 Mayıs 2003.
14. LMR 2002 s 758
15 “Greek DM to Turkey: Let’s Cooperate in Balkans,”
BHMA (Yunan-Kanada gazetesi), 23 Mart 2001,
www.bhma.net.
16. İHD, “İHD Kara Mayınları Türkiye
Raporu” 8 Kasım 2002.
17. Türkiyenin sunumu, Mayın Temizliği Daimi Komitesi, 14
Mayıs 2003.
18. Murat Esenli’nin faksı, 23 Nisan 2003.
19. Murat Sungar, İmzacı Devletler Dördüncü
Toplantısı, 16-20 Eylül 2002.
20. Murat Esenli’nin mektıbu, 29 Ocak 2003.
21. Murat Esenli’nin mektubu, 29 Ocak 2003 ve faksı 23 Nisan
2003.
22. Murat Esenli, 23 Nisan 2003.
23. Türkiyenin sunumu, Mayın Temizliği Komitesi, 14 Mayıs
2003.
24. Murat Esenli’nin mektubu, 29 Ocak 2003 ve faks 23 Nisan 2003.
Geçen yılın LM’da yayınlandığı gibi,
PKK (artık KADEK olarak da biliniyor) AB tarafından terörist bir
organizasyon olarak kabul edildi. Bkz. LMR 2002 s 757.
25. Türkiyenin sunumu, Kurbanlara Yardım ve Sosyo-Ekonomik
Entegrasyonu Daimi Komitesi, Cenevre, 13 Mayıs 2003.
26. ibid.
27. Murat Eseli’nin faksı, 23 Nisan 2003.
28. Bkz. Türkiye İnsan Hakları Vakfı web sitesi
www.tihv.org.tr/eindex.html.
29. Murat Esenli, 23 Nisan 2003.
30. İnsan Hakları Derneği, “İnsan Hakları
Raporu 2002”, www.ihd.org.tr.
31. İHD, “İHD Kara Mayınları Türkiye
Raporu” 8 Kasım 2002.
32. Murat Esenli’nin mektubu, 29 Ocak 2003.
33. M Esenli Faks, 23 Nisan 2003.
34. Türkiye’nin sunumu, Kurbanlara Yardım Daimi Komitesi, 13
Mayıs 2003.
35. İbid.
36. LMR 2002, s 760
37. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi web sitesinde bulunabilir,
www.echr.coe.int.